Ensar Aytekin: “Yetmediler. Şimdi Meclis’e sundukları önergeyle ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar”
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda; “Yetmediler, şimdi teklifleriyle meclise giderek dünyevi işlerini yapmaya çalışıyorlar. Rüşvetle büyükelçi atadılar, saf malzemesiyle devleti dolandıran Bakanı beraat ettirdiler, aylık 10 bin dolar maaş aldılar” suç örgütü liderinden.’Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dediler ve servetlerine yükselen dövizle bol sıfırları oldu.Faiz yarattılar.Adalet’i kendilerine, kalkınmayı kendilerine bıraktılar. Çocuklarının adalet ve kalkınma olarak çıktıkları yolda” dedi.
Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüyor. CHP Grubu adına Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin ve Tokat Milletvekili Kadim Durmaz söz aldı. Aytekin dedi ki:
“Bütçe muhasebe işidir, hesabı burada sorulur, verilir. Buraya gelenlere bir göz atalım, yirmi yıl öncesi ile bugünü karşılaştıralım. parmakla bugün saraylarda oturup halkın adını bile bilmediği yemekleri yiyorlar.’Yirmi yıl sonra 13 uçak, 3 saray ve onlarca makam aracına sahip oldular.’Daha Adil Bir Dünya’ adlı bir kitap yazdılar. Mümkün’, kendi maaşına 100 bin lira, vatandaşa 5 bin 500 lira ceza verdiler.’Porsiyonu küçültün’ dediler, üniversite öğrencisini 6 zeytine, ilkokul öğrencisini açlığa mahkûm ettiler. önce öğretmenler işsizdi ama yirmi yıl sonra atanamayan öğretmenler lüks inşaatlarda işçi olarak öldüler son teknoloji araçlarla pudra şekeri çeken nesiller oluşturdular diyerek yola çıktılar. israf haramdır, hatta Cumhurbaşkanlığı kalemini şemsiyeye bastırdı ve ‘İtibar kurtarılamaz’ dedi. Asgari ücretliye ‘teşekkürler’ deyip zırhlı araçlarla vaaz vermeye gittiler, kılıçlarla kürsüye çıktılar, 5 yıldızlı otellerde mitingler yaptılar. 6 yaşındaki çocukların mezheplerin yönlendirmesiyle evlendirilmelerine iki yıl sessiz kaldılar.
Geçilmez yollar, kullanılmayan köprüler, kullanılmayan hastaneler, hayalet havaalanları inşa ettiler; Faturayı halka ödettiler. 5 kişilik çeteyi oluşturup halkı sömürdüler. ‘Bana sormadan kuponlu arsa satamazsın’ dediler ve ülkeyi parsel parsel sattılar. Okuyup doktor olan gençleri hastanelerde şiddete kurban ettiler, can güvencesi olmayan yurt dışına gitmek zorunda kalan doktorlara sıkılmadan ‘Gideceklerse bırakın gitsinler’ dediler. Ülkede milyonları işsiz bıraktılar, bir o kadar Suriyeliye asgari ücretin altında maaş verdiler ve utanmadan ‘Ekonomimizi ayakta tutuyorlar’ dediler. Çocukların yemeğine kilit vurdular, milleti nizam kuyruğa soktular ve fakirlikleri ile alay ettiler, ‘İşte zenginliğin kuyruğu’ dediler. Arjantin’den hayvan, Gürcistan’dan saman, Afganistan’dan çoban getirip Türkiye’yi çiftlik gibi gördüler. ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ dediler, oğlunun mezarına sarılan anneyi yuhaladılar. Kiralık madencileri öldürdüler, çukurları mezar yaptılar. Zeytinlikleri 3 kuruşa maden şirketlerine verip Kaz Dağlarını delik deşik ettiler.
“YEMİN DEĞİLLER, ŞİMDİ PARLAMENTO ÖNERİSİYLE DÜNYALARINI YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Memnun kalmadılar, şimdi Meclis’e sundukları önergeyle yola çıkarak dünyevî işlerini yapmaya çalışıyorlar. Rüşvet alan bir büyükelçi atadılar, intihal malzemesiyle devleti dolandıran bakanı temize çıkardılar, kabahat örgütünün liderinden aylık 10 bin dolar maaş aldılar. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek kendi servetlerine yükselen dövizle bol sıfırlı kârlar yarattılar. Terör örgütü FETÖ ile kol kola yürüdüler, ne istedilerse verdiler, binlerce kişiyi sorgusuz sualsiz işten attılar, FETÖ borsası kurdurdular, akılları başlarına gelince ‘Allah affetsin’ dediler. İki oy almak için İmralı’ya terör liderinin kardeşine mektup yazdırdılar, hendekler kazarken kör oldular, Habur’dan bayrağın indirilmesini izlediler. Kendilerini devlet sandılar ve devletin ayarlarıyla oynadılar. Yargıyı bahçe, polisi sopa, askeri baş olarak gördüler. 2 askerimizi yakan IŞİD’in hesabını veremediler. Yirmi yılın sonunda halk perişan oldu, üreticiler köle, öğrenciler düşman, pazarcılar terörist, emekliler mahkûm, işçiler mağdur oldu. Adalet ve kalkınma olarak çıktıkları yolda adaleti kendilerine, kalkınmayı da çocuklarına bırakmışlardır.
“TARİHİN HER DÖNEMİNDE TEK ADAM SİSTEMİ HALKLA SAVAŞI HER ZAMAN KAYBETTİ”
Şimdi bu bütçe veda bütçesi. Bir avuç saray soylusu doysun diye milyonlarca kişiye vergi ve ceza olarak dönenlerin bütçesidir. Tarihin her döneminde tek adam sistemi halkla girdiği savaşı hep kaybetmiştir. Halkın öfkesi milyon doları aşar, kasanızdaki para yine halk kazanır. Tarih, hak, hukuk ve adalet için direnenlerin nasıl iktidarı, demokrasi çabasını altı ayda nasıl değiştirdiğini altın harflerle yazacak, milletin servetini çalanlardan adalet önünde hesap sorulacaktır.
“İKİ SİYASİ PARTİ KÜMELENMESİ de bu kayıtsızlığa duyarsız kalmaya devam ediyor”
Tokat Milletvekili Durmaz şunları söyledi:
“Saraylara Cumhurbaşkanı’na yemek yedirilir mi? Elbette olmaz. Beştepe’de bir saray, Marmaris’te bir saray, yılda bir ziyaret edilen Ahlat’ta bir saray, uçan saraylar, yüzen saraylar, yine son olarak bu da değil. Yeter, İstanbul’da Kültür Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin müzelerini ve en çok gelir getiren müzelerden biri olan Topkapı Sarayı’nı Kültür Bakanlığı’ndan kendisine bağladı. 2023 Cumhurbaşkanlığı bütçesi 6 milyar 637 milyon yani 6 milyar 637 milyon 1 gün için ayrılan bütçe 18 milyon 183 bin 561 lira kapı ardına kadar açık şimdi müzelerin gelirlerine göz diktiniz siyasi partilerin her iki grubu da bu ilgisizliğe kayıtsız kalmaya devam ediyorsunuz.
Sayıştay, orta sıradaki bu ekli sarayların hesaplarını incelemiş ve incelediklerinde, incelenen hesaplara bakıldığında, Fotoğraf Müzesi, Beykoz Camcılık ve Billur Müzesi, Saray Koleksiyonları Müzesi, Aynalıkavak’ta sergilenen tarihi eserlerin tespit edilmiştir. Müzik Müzesi, Dolmabahçe Saat Müzesi ve Ankara Palas maalesef yerinde değildi. yapıldı. Yani siz ve Cumhurbaşkanlığı kendilerine bağladıkları saraylardaki eserlere bile sahip olamıyordunuz; Tarihimizi, kültürümüzü, millete ait bu eserleri talan ettiniz ama sahip çıkamadınız. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ün ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözüne gösterdiği hassasiyet, değerli Grup Başkan Yardımcımız ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bu sarayları aziz milletin elinden alınmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır. ve Cumhurbaşkanına bağlıdır. Biz takipçiyiz, orada yazdığı gibi aziz millete vereceğiz. Artık millete ait olanı millete verme günleri yaklaşıyor. Millet İttifakı’nın gücüyle, Atatürk’ün Gazi Meclisimize söylediği bu sözü yerine getireceğiz, bu sarayları aziz millete ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlayacağız.”